Redbull sitesi ilçemiz Danışment Köyü`nden olan ve Berlin - Almanya`da ikamet eden dünyaca ünlü breakdans yıldızı Kadir Memiş ile röportaj yaptı. Breakdansa nasıl başladığını, dans tutkusunun kökenlerini, Anadolu kültürüne bakışını açıkladığı röportaj :
Red Bull BC One öncesi dünyaca ünlü breakdans yıldızlarından Kadir Amigo Memiş ile sohbet ettik.
Meşhur haberi duymuşsunuzdur, Red Bull BC One bünyesindeki dünyaca ünlü breakdans yıldızları Eylül ayında Anadolu`yu turlayacak, Red Bull BC One Anatolian Tour sayesinde gelenekle günümüzü harmanlamaya çalışacaklar.
Bu güzel etkinlik öncesi Kadir Amigo Memiş ile konuştuk, breakdansa nasıl başladığını, dans tutkusunun kökenlerini, Anadolu kültürüne bakışını ve daha birçok şeyi öğrendik. Bakalım neler demiş?
Bilecik doğumlusunuz. Daha sonra ise Almanya’ya ailenizin yanına gitmişsiniz. Burada sizi ilk neyin dansa, dans etmeye ittiğini hatırlıyor musunuz?
Hikayem 1984’te Berlin’e işçi ailemin yanına gelmemle başladı. Dans ile tanışmam ise biraz daha ilginç bir şekilde gerçekleşti, Danişment köyünde Ramazan davulcusuna eşlik ederek insanları sahura kaldırırdım. Buna Ayı oyunu adını verirdik. Davulcunun tokmağının ritmine kapılıp doğaçlama olarak oynardım. Kendimden büyük bir ceketin içinde! Bu alanda belki de daha büyük bir etkilenimim ise ayçiçeği kafalarını saatlerce döverek geçirdiğim günler oldu. Bu neredeyse meditasyona varan işle ritmi daha derinden hisseder oldum.
Nasıl bir ortamla karşılaşmıştınız Almanya’ya gittiğinizde? Dansın ilk başta yabancılık çektiğiniz bu ortama uyum sağlamanızı kolaylaştıran bir güç olduğunu söyleyebilir miyiz?
Berlin’e geçmemle birlikte ilkokula yazıldım ancak okuma yazma bilmediğimden iki kez sınıfta kaldım. Anlayacağınız, okulda ilerlemek benim için kolay olmuyordu. Ta ki o sınıfta beyaz eldivenleriyle mim figürü yapan arkadaşımın performansını izleyene kadar... O an ben de bir sihirbaz olmak istedim!
Köyde ta ruhum derinliklerine işlediğim o renkleri kokuları ve tatları sanki Berlin’de bulmaya koyulmuştum. Bu şehirde kendimi küçük bir kuş gibi hissediyordum. Köyüne geri dönemeyen bir kuş! Bir tarafta hasretle, bir tarafta yeni topraklarda kök salma çabalarıyla günlerimi geçiriyordum. Derken, bu şehirde Hip-Hop ile tanıştım ve onda kendimi buldum.
Belki de en başından bir Hip-Hop çocuğuydum. Anadolu usulü, Hip-Hop rayihalı, evrensel bir yemek yapmaya çalışıyorum.
Bilmeyenler, merak edenler için dansınızı, tarzınızı biraz anlatabilir misiniz?
1993 yılında Flying Steps B-boy ekibini kurduk. Bu ekiple dört defa dünya breakdance birinciliğine uzandık ve çok sayıda ödül aldık. İlk başladığımızda herkes bize Breakdans’ın kalitesiz bir sokak dansından ibaret olduğunu söyledi. Bunu yaparak geçimimizi sağlayamayacağımızı yüzümüze vurmaya çalıştılar. Ama bir şeyi kaçırıyorlardı, biz bu işe para kazanmak için başlamamıştık. Bizimkisi bir tutkuydu, büyük bir sevda. Yabancı olduğumuz bu kültür bize yeni dostlar, yeni bir aile ve en önemlisi bir kimlik bahşetti.
Yıllardır pek çok projeye imza attınız, çoğunda da doğduğunuz yerin, Anadolu’nun etkisi hissediliyor hatta bazıları tamamen Anadolu’dan alıyor ilhamını (Zeybreak gibi). Nasıl çıkıyor bu fikirler?
Hayatın özünü yakalamaya çalışıyor, bundan ilham alıyorum. Bazen köyde geçen çocukluğumdan hatıraları, bazen de hayatın gölgeli yakasından gözlemlediklerimi, topladığım mimikleri esin kaynağına çeviriyorum. Bunları sahnede yeniden üretebiliyorum.
Sırada bir Anatolian Tour var. Dünyaca ünlü breakdansçılarla Anadolu’yu birlikte gezecek ve dansınız aracılığıyla farklı kültürleri harmanlayacaksınız. Sizce nasıl bir proje Anatolian Tour?
Red Bull BC One Anatolian Tour’u şöyle okumak gerek: Türkiye’de 4 binin üzerinde halk dansına ve zengin bir kültüre sahibiz. Bu projede Aydın’dan Zeybek, Antalya İbradı’dan Kaşık oyunu ve Kars’tan yerel Kafkas oyunları olmak üzere üç dans yer alacak. Bahar aylarında ön araştırmayı tamamlayıp, Eylül’de de turumuzu gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Dünyanın ileri gelen üç dansçısı Lilou, Neguin ve Roxrite ile bu proje, Anadolu coğrafyasına açılan bir kapı olacak. Kendimi ev sahibi olarak görüyorum, bu üç dansçı dostumuzla beraber Anadolu’daki üç yörenin danslarının altında yatan hisleri yakalamaya çalışacağız. Misafirlerimizle her yörede müziği ve kokusu ile bu üç danstan ilham almak ve bu dansların özlerinde yatan güzellikleri algılamak uğraşı içinde olacağız. Ve bu seyahat, yetenekli yönetmen dostum Taylan Mutaf’ın ellerinde bir filme dönüşecek.
Dünyadaki breakdans etkinliklerini, breakdansçıları takip ediyor musunuz?
Dünya Breakdans yarışmalarını yakından takip ediyorum. Sadece B-boying dalını da değil, hemen hemen tüm ana Hip-Hop danslarına hakim olduğumu söyleyebilirim. Bu da bana yeni düzenlemelerimde derinlik katıyor. B-boying dansçılığın yanı sıra bir de ‘battle’ boyutu taşıyor, dansçı dostlarımızla kapışıyoruz. Bu yüzden yarışmaları iyi takip etmem, rakiplerimin figürlerine hakim olmam şart.
Nasıl bir disiplin gerektiriyor bu dans? Sizin bir gününüz nasıl geçiyor? Düzenli olarak çalışıyor musunuz örneğin?
Günlük rutinimin bir parçası, sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak. Bir süre vücudumla ilgilenir, antrenman yaparım. Daha sonra günlük görevlerini tamamlar, zamanım el verirse bir kitaba dalar ya da bir resim üzerine odaklanırım.
10 senedir “Funkin’ Styles” yarışmasını düzenliyoruz. Dostum Takao Baba ile Funkin’ Styles vasıtasıyla Hip-Hop danslarının ilerlemesine katkıda bulunmaya çalışıyor, bunun için emek veriyoruz. Mesela Krumping ve Voguing gibi dansların yitip gitmemesi, yeniden canlanmaması için çalışmalarımız var. Ayrıca Hip-Hop hakkındaki homofobi önyargılarını kırmak için de büyük uğraş verdik ve başarılı olduğumuzu düşünüyoruz.
Dansa hevesli gençlere ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
Dansçılara tek tavsiyem var: Cesaret ve meraktan vazgeçmeyin.
Bilecik
23.12.2024