Yenipazar’da yıllar önce deniz varmış!
Prof. Dr. Faruk Ocakoğlu çalışmaların içeriğini, nedenini, tahminlerini, çalışmalarda kaç milyon yıl öncesine dayanan fosiller bulunduğunu, araştırmalarına devam edip etmeyeceklerini, bu araştırmaların ne işe yarayacağını, Amerikalı ve Fransız araştırmacıların incelemelerle ilgili ne düşündüklerini gazetemiz muhabiri Erhan Toka’ya anlattı.
10 yıl önce bu bölgelerde çalışmalar yaptığını, bu çalışmalarda milyon seneler öncesine ait fosiller bulduklarını, yıllar önce Kösüre’nin kuzeyinde deniz olduğunu, yıllar önce deniz altı volkanların patladığını, adı geçen bölgenin yabani hayvanların Asya’dan Avrupa’ya göç yolu olduğunu belirten Ocakoğlu gazetemize ilçemiz Yenipazar ile ilgili çok ilginç ve bilinmeyenleri anlattı. İşte Faruk Hocanın birbirinden çarpıcı ve ilginç açıklamaları:
“Yaklaşık 55 milyon yıl kadar önce akarsular tarafından çökertilmiş ve üremiş olan kayalar var”
“10 yıl kadar önce bir grup araştırmacıyla birlikte burada bir proje yürütmüştüm. Bizim Nallıhan alanından Bilecik’e kadar oradaki kayaların ne zaman oluştuğunu ve hangi koşullarda oluştuğunu inceleyen bir projeydi bu. O çalışmayı 10 yıl kadar önce bitirdik. Bu geçen zaman içerisinde de birçok yenilikler var. Birçok bilimde olduğu gibi jeolojide de birçok uzmanlıklar, bunlardan bir tanesi de objelerin diyelim ki bir takım hayvanlar. O zamanlar çalışırken bu Kösüre köyü civarında günümüzden 50-55 milyon yıl kadar önce oluşan görsel çökeller var, yani eski köylerde büyütüşmüş olan çökeller var. Kösüre köyünün altında bu gölden hemen önce eski akarsular tarafından biriktirilmiş izler var. O civarı bilen insanlarımız olacaktır. Kösüre köyünün orada beyaz renkli taşlar, katmanlar, tabakalar var. Kösüre köyünün altında bir yerlerde de kızıl renkli kayalar var. Tahmin ediyoruz ki o kızıl renkli kayalar günümüzden yaklaşık 55 milyon yıl kadar önce akarsular tarafından çökertilmiş ve üremiş olan kayalar var. Ondan sonra çok daha ıslak, yağışlı bir dönem olmuş ve oralarda göller erimiş. 10 yıl kadar önceki çalışmalarda oradaki göllerin içinde yaşamış kaplumbağaların kabuklarını görmüştük.
“Omurgalı şeyler buldular, bunlar bazen dişler, bazen kemikler oldu”
Geçen zaman içersinde 1’i Amerikalı, 2’si Fransız (Paleantologlar) araştırmacılara National Geographic kanalı araştırma için destek olmuş. Günümüzden 50-55 milyon yıl kadar önce gergedana benzer yaratıklar için, hatta bir kısmı suda yaşayan bir takım yaratıklar. Onları araştırmak üzere Türkiye’ye geldiler. Benim de içinde bulunduğum yaklaşık 10,15 günlük bir çalışma bu. Bu araştırma grubu daha önce Ankara’nın kuzeybatısında Orhaniye köyü var. Oralarda araştırmalar yaptılar, çok ilginç şeyler buldular. Omurgalı şeyler buldular, bunlar bazen dişler, bazen kemikler oldu. Bu uzmanlar doğrudan dişlerine bakmak suretiyle o eski yaratıkları tanıyabiliyorlar. Bu yaratıklar zaman içerisinde evrim geçirmiş ve başka başka şeylere dönüşmüşler. O zamanlar ben onları Yenipazar civarındaki Kösüre köyünü hatırladım. Çünkü 10 yıl önceki çalışmamdı. Oralarda bazı emareler bulmuştuk. 2 gündür Yenipazar Kösüre köyü civarındaydık.
“Birçok ülke geziyorlar ama böyle misafirperver insanlar bulamıyorlar”
Bir kere söylemeliyim ki gerçekten halkımızın kültürümüzden memnun kaldılar. Ben şahsen kültürümüzle, halkımızla gerçekten bir kez daha gurur duydum. Birçok ülke geziyorlar ama böyle misafirperver insanlar bulamıyorlar. Yemeklerimizden çok çok hoşlandılar, onu da söylemeden geçemeyeceğim. 2 gün bayağı zor koşullarda çalıştık, bugün 5 saat yağmur altında çalıştık, birkaç tane diş bulduk, bu dişler daha ayrıntılı incelenmeli ama kuvvetli muhtemel bu gölün kıyı kısımlarında yaşayan birtakım kaplumbağaları falan yiyerek onlarla geçinen birtakım şeyler, yaratıklar. Fakat daha sonra araştırma yapmak lazım. Ayrıca bir miktar da suda yaşayan kaplumbağalara ait kaplumbağa levhaları, plakaları bulduk. Araştırmacılar bunlardan örnek aldılar. Fakat daha sonra dönüp yeniden çok daha ayrıntılı bir şekilde çalışacaklar. Bugün bunun önemiyle neden buraya gelip bu tür soyları tükenmiş yaratıkları inceliyorlar? Nedeni eski yaratıkların göç desenleri çok önemli. Bunlar daha önce Asya civarından geliyorlar ve daha Batı’ya, Avrupa’ya ve Amerika’ya geçmeleri için Anadolu bir tür köprü gibi oluyor.
“Örneğin Kösüre köyünün Kuzeyinde geniş bir deniz uzanıyor”
O zamanki coğrafya tabi ki bu günkünden çok farklı. Örneğin Kösüre köyünün Kuzeyinde geniş bir deniz uzanıyor. Dolayısıyla bu bölgenin eski coğrafyası bu canlıların yer değiştirmeleri ve evrimi açısından çok önemli. Bu özellikle Yenipazar civarının, Ankara civarına tercih edilmesinin nedeni bu açıkçası.
Bu bir tarama, başlangıç çalışmasıydı. Bundan sonra ekip önümüzdeki aylar içerisinde araştırmacılar yeniden buraya gelecekler ve aynı yerlerde çalışmayı sürdürecekler. Özellikle Kösüre köyünün altındaki kırmızı kayaların çıkışında birçok yeni fosil bulunabilir zannediyorum, yeni omurgalı fosilleri bulabileceğimizi zannediyorum.
Bu eski yaratıkların nasıl evrim geçirdiğini anlamamıza yarıyor. Çünkü benzer araştırmaları vatandaşlar dünyanın başka taraflarında bu çalışmaları yapıyorlar. Bunları yapmadan açıkçası bu yaratıkların nasıl evrim geçirdiğini, nasıl değişim gösterdiğini anlamak imkansız. Püf noktası bu. Sınırları aşan yerlerde çok farklı farklı alanlarda çalışıyorlar.
“İnsanlar , “Ya bu dünya ne kadar çok uzun tarihliymiş” deyip bunları bilmesi lazım”
Söylemek istediğim dediklerime eklemek istediklerim olarak, bizim Yenipazar havalisinin kendisine göre özellikleri, geçmişi var, biz jeoloji mühendislerinin sorumlulukları var. Bildiğim kadarıyla Bilecik Üniversitesinde bunları ortaya çıkarmak için jeoloji mühendisliği yok sanırım. Tabi gelip birçok insanın buralara, Bilecik’e gelip inceleme yapması lazım. Yer kürelerinin tarihi, kayaların tarihi. Bu incelemeler tabi ki şunun için önemli. Yer kürenin tarihi, çok ama çok ilginç olabiliyor. Örneğin Yenipazar civarındaki kayalar neredeyse yaklaşık 250 milyon yıldan günümüze kadar uzanıyor ve Yenipazar civarı tahminen 200 milyon yıl önce sıcak bir denizmiş. Daha sonra zamanla bu deniz derinleşmiş, yaklaşık 70-80 milyon yıl kadar önce oralarda muazzam deniz altı volkanları patlamış. Bütün bunların kanıtları var. Tabi uzmanlar bunları bilir ama bunların halkımız tarafından da bilinmesi çok önemli.
İnsanlar “Ya bu dünya ne kadar çok uzun tarihliymiş” deyip bunları bilmesi lazım. Bu çalışmaların benim açımdan halka dönük bir boyutu da var. Bunun söylemeden geçemeyeceğim” dedi. Prof. Dr. Faruk Ocakoğlu gazetemize de çok teşekkür ettiğini belirtti.
ERHAN TOKA – CANER ALKAN - DEĞİŞİM GAZETESİ
Bilecik
23.12.2024