ZEKİ GÜVEN


ABASININ KÖYÜ


                                                                    
                                                                                           ABASININ KÖYÜ 

                                                                       

                                     " Minarelerimiz pırıl pırıl,

                                      Pınarlarımız şırıl şırıl ,                

                                      Abasının köyü şeher olacak 

                                      Cipler gelecek, kamyonlar gidecek ."   Bu sözler Yenipazar´da çocukluğumuzda duyduğumuz belki de ilk dizelerdi.

                Tohumlar köyünden Canga (büyük bıçak) lakaplı Halil Uyar´ın rahmetli eşi Fatma Uyar (1933-2004)  söylemiş bu sözleri. 1966 -1968 Yılları arasında Tohumlar beklemesinden başlayıp Tohumlar´a, Batıbelenören´e, Doğubelenören´e, Ahlar´a köy yolları yapılır. Bu yollar yapılırken kamyonlar taş, kum çeker. Ciplerle yakıt, yemek ve işçi  taşınır. Görevliler denetime gelirler. Tohumlar çok hareketlidir. Köylerin içi kısmen çamurdan kurtulur. Köyler artık kasabayla, şehirle buluşmaktadır. Köylülerin kaderi değişmektedir. İşte bunu gören okul yüzü göremeyen Fatma teyzemiz yukarıdaki dizeleri  söyleyivermiş. Duygularını, doğup büyüdüğü topraklara olan sevgisini ne de güzel dile getirmiş. Öyle değil mi?.. Allah rahmet eylesin.

                 Abasının köyü (ablasının bir tanesi der gibi)... Bir sevgi bundan güzel ifade edilebilir mi bilmiyorum. Abasının köyü... Gerçekten bazı sözcükler, cümleler vardır ki anlam yüklüdür, ağırlığı vardır. Paragraflarla, cümlelerle anlatmaya çalıştığın duygularını yeri gelir bir sözcükle anlatıverirsin... Kimi zaman o sözcükleri, cümleleri duyunca sevinir;  kimi zaman duygulanır, üzülürsün. Bazen de bu sözcükleri duymaya özlem duyarsın.

            Anasının, annesinin, evladım, kardeşim, arkadaşım, atam, vatanım, yetim, öksüz, garip, gurbet, ekmek parası, Seni seviyorum...

           Geçenlerde kapı komşum Yaşar Demiral´ın kayınvalidesi gelmiş Gölpazarı İncirli Köyü´nden. Bel fıtığından ameliyat olacakmış. Kapıda karşılaştık. Zayıf çok sevimli bir kadın. "Hoş geldin teyze dedim. Nasılsın ? "

            " İyiyim oğlum. Allaha şükür. Allah beterinden saklasın... Siz nasılsınız oğlum? 

            Oğlum... Ne kadar içten, sevimli geldi kulağıma bu sözcük. Ne kadar da özlemişim bu "oğlum " sözcüğünü duymayı... 

            Ne güzel birine abisinin, ablasının, teyzesinin demek, diyebilmek. ( Bizim Manavlara özgü bir kullanım sanırım.) Elbette oğlum, kızım, yavrum, evladım demek... Kardeşim, arkadaşım, komşucuğum demek. Aynı şekilde anneciğim, babacığım, ablacığım, teyzeciğim, Aliciğim, Ayşeciğim demek. Ne olur bu sözcükleri sıkça kullanalım. Çocuklarımıza, kardeşlerimize, yeğenlerimize, küçüklerimize, büyüklerimize  kurduğumuz cümlelerin içinde bu sevgi anlamı  olan  sözcüklere çokça  yer verelim. Zaten " Seni seviyorum ."  Cümlesini pek kuramıyoruz. Öyle değil mi?


                 Ödevini yaptın mı , oğlum? Tarlayı sürmeyi bitirdin mi, Mehmetciğim?
                 Karnın aç mı, kızım? Eniştem iyileşti mi halacığım?
                 Geç kalma yavrum. İnekleri sağdın mı, Ayşeciğim?
                 Kahve içer misin  babacığım?  

                Aklıma geldi. Yenipazarlı  Ergün Öndersev ile  Ziyaettin Dönmez  abisinin sözcüğünü sıkça kullanırlardı. Batıbelenörenli Sıvacı Mehmet Uysal  amcasının, Eğitmen Mustafa Güven´in hanımı Firdevs teyze de yavrum derdi. Demek ki bizi kardeş, yeğen, evlat yerine koyuyordu bu insanlar.  İçinde sevgi olmayan bir kişinin ağzından bu abisinin, amcasının, yavrum sözü çıkar mı hiç? 

             Buradan genç meslektaşlarıma sesleniyorum. Öğrencilerinizden sevginizi eksik etmeyin. Sizler de bu oğlum, kızım, yavrum... sözcüklerini sıkça kullanın. Sınıfta, koridorlarda, bahçede anne baba yoksunu veya anne babadan ilgi göremeyen bu çocukların  bir kuzunun, bir yavru kedinin  anasına sürtündüğü gibi size sokulduklarını göreceksiniz. Bu öğrenciler sizi ve  dersinizi daha çok sevecek ve daha başarılı olacaklar.

            İnanın yaşlı genç hepimizin ihtiyacı var bu sözcüklere. Bugünden tezi yok yakınımızda, uzağımızda  yaşayan oğlumuza , kızımıza;  kardeşimize , babamıza, annemize , ninemize, dedemize komşularımıza seslenirken bu sözcüklere sevgi ve  iyelik (sahiplik) anlamı veren ekleri  ilave ederek  seslenelim. Yarın çok geç olabilir .

           Oğlum, kızım, yavrum, evladım, anneciğim, halacığım, dedeciğim, Aliciğim, Ayşeciğim ... Zeki Güven Pendik, 09.02.2017

Mehmet KÜÇÜK
25.02.2017 12:47:29
Kolaylaştırın,güçleştir meyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin,.. Bizim insanımız Peygamberimizin tavsiyesinin canlı örneğidir.