FİKRET YILDIRIM


ANLAŞILDIĞINSINDIR

.


Tutsak alır geçmiş, şimdiyi ve geleceği.

Yaşanıp gitmişken acı tatlı, güzel çirkin, neşeli dertli ne varsa yaşamının akışkan örgüsü içerisinde, hepsi de beraberdir seninle, soluduğun sürece.

Yaşamı "an"lamaya çalışırken, bir de fark edersin ki, anlamı yaşıyor; geçmişini "öz"lerken özlemini gerçekliyor; geleceğini "düş"lerken düşünü "gelecek"liyorsundur. Bu demektir ki, "burada"yı bir türlü şimdileyemiyorsundur.

Oysa varoluşun, "a" noktasındaki başlayışın ile "z" noktasındaki bitişin arasındaki zaman dilimidir. Sınırsız sonsuzluktaki sınırlı sonluluğunun ne geçmişi ne de geleceği vardır; iskeletini ayakta tutup yürüten nefesse, ağzın açık bir biçimde toprağa düşürüp çürütense hiç bir zaman anlayamayacağın nefessizliktir.

Yalnızca senin "şimdi"n "sen"cedir, başka hiç kimseninkiyle "bir" olamaz. Bu yüzden de mutlak/salt "an" yoktur.

Ne kadar bilirsen bil, ne kadar anlarsan anla; ilk "an"ınla son "an"ın arasındaki süre, sen yok olduktan sonra "anlam" ötesine geçip yiter.

"An"ladığın değil "an"laşıldığın kadarsındır.

Fikret Yıldırım

Görsel | enfesbilgiler.com