babam
bugünkü ben bugünde değil
bugünkü gün bende değil
soran olursa görmedik deyin
kendine gittiydi
efkârlı ve dalgın
babamı özledim bugün
başucuna bir tas su dökesim
yanına usulca uzanasım
ve yamacında öylece zamansız
sırtüstü yanyana
yıldızlara bakasım
kalksa, derler ya hani, diyeceğim çok
söylediydim ben her sözümü - yok
yürümüştük saatlerce baba-oğul köprüsünde
bir yanı sonsuz bilinmez
sonlu bir yanı bilinir
sonra aniden bir telefon
-aklıma kötü kötü şeyler geliyor oğlum
-ne ki baba o nasıl söz
-ölüm oğlum ölüm
ve bir telefon daha devrisi gün
-gel
seni bekleyemedi baban
şimdiyse hep bekler beni
ben de onu
kıvrılırım yanıbaşına
gözlerim babam dolu
fikret yıldırım
İzmit Hatırası 1951