Ergün Özmen


ÇARE KAPISI: DEVLET HASTANESİ

SIKI-YORUM


Deresakaryalı Mehmet Amca, yanımda sürekli uyur gibi yatıyordu, burnunda oksijen hortumuyla. Sigara içmekten ciğerlerinde hava alacak yeri kalmayıp nefes alamaz hale gelince soluğu Bilecik Devlet Hastanesi´nde almış. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Nurcan´ın şefkatli ellerine teslim etmiş kendini. Doktorun sıcacık ilgisi mutlu ediyor kendisini. Yatağa bağımlı hale gelmiş, iş kazası sonucu görmez hale gelince gözleri. Sürekli oksijen alıyor burnundan. "Bu hortumları da bozdular. Eskiden hamur gibi yumuşacıktı, şimdiler kazık gibi, burnum yara oldu." diye yakındı yüksek sesle. Aynı odayı paylaşan 2 hasta ve refakatçıların varlığını unutup eşi Mevlüde Teyze´ye sürekli bağırıp emirler yağdırıyor. Mevlüde Teyze´nin sinirleri alınmış gibi hiç umursamıyor bağırıp çağırmalarını. 

Günün belirli saatlerinde buhar veriliyor hastalara. Mehmet Amca´ya yattığı yerde maske takıyor eşi, buharı ciğerlerine çeksin diye. Gözleri görmez olunca kulakları hassaslaşıyor. Buhar makinasının gürültüsü durmak bilmeyince sinirlenip bağırıyor "kapat şunu!" diye. Mevlüde Teyze: "Daha bitmemiş ki" diyerek maskeyi takıyor ağzına yeniden. Oysa maske buhar üretmiyor. Buhar olmayınca haznedeki sıvı hiç eksilmeden motor gürültülü bir şekilde çalışmaya devam ediyor.Hemşirelerin 2-3 Tane maske değişikliğinden sonra daha az motor sesine katlandı Mehmet Amca.
.
Sabah kahvaltıda:" Ekmeğine tereyağı sürdüm ye." diyor eşi; "Bu ne be! Böyle tereyağı mı olur?!" diye bağırınca kocası, bize uzatıyor küçük yağ kutusunu tereyağı olup olmadığını öğrenmek için. İçinde "Tere ve yağ" sözcüğü geçen ancak ismine tereyağı süsü verilmiş margarindi yediği. Oysa tüm hastanelerde tereyağı verilirdi hastalara, margarin değil. 
Mevlüde Teyze: "Allah hastanelere düşürmesin ama yokluğunu da göstermesin" diyordu yüksek sesle. Kulakları az duyuyordu. İletişim kurabilmek için bütün gücünüzle bağırmak gerekiyordu. 
Mevlüde Teyze tam bir anadolu kadını. Yemeğini kendi eliyle yediriyor her öğün şefkatle; ağzını ve yüzünü siliyor sevgiyle.

Ben de Mevlüde Teyze´yi görüyorum karşımda oturan refakatçı kadın Eşim Fehime´de. Belli ki o da annesini taklit ediyor.

Çare kapısı olarak gördüğümüz Bilecik Devlet Hastanesi´nin Göğüs Hastalıkları Servisinde fedakarca gece gündüz çalışan tüm sağlık emekçilerine çok teşekkür ediyorum. Başta sorumluluğu herkesten çok olan hemşireler olmak üzere, Hizmetli Sadık´a, Ali Can´a ve gececi Çayköylü Mehmet´e, Müzeyyen Hanım´a da selam olsun... Elbette saygıların en büyüğü Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Nurcan Hanım´a. Halen tedavimi en güzel şekilde uygulayıp sağlığıma kavuşmamı en az benim kadar istediği için çok ama çok teşekkür ederim. 

Hastane çalışanları ne kadar iyi de olsa yatak kapasitesi maalesef yetersiz. 2 Asansörden 1´i çalışmıyor. Çatısı akıyordu ancak onarmaya başladılar yağışlar başlamadan. Bütün hastaların tek dileği var: Yeni hastanenin yapımına bir an önce başlansın.