FİKRET YILDIRIM


ERGÜN ÖZMEN'İN ARDINDAN

.


Çocuktuk, çoktuk; büyüdükçe azaldık.

Ruhlarımızın ve bilinçlerimizin özgür olduğu zamanlara doğmuştuk.

Sahip olmanın değil, var olmanın zenginleriydik; mülkiyet bilmezdik.

Düşer kalkardık ama düşlerimizden geri kalmazdık.

Bulutlar ve yıldızlar bizden sorulurdu; kuş cıvıltıları içimizdeydi.

Yaban bilmez, yabancısamazdık; gözleri olup da bakan her can, bizdendi.

Aramızda kan bağımız da vardı ama esas olan can bağımızdı; ezberimizdeydi.

Hayatın kahır döngüsü içerisinde birbirimizi yitirir, ne zaman ve nerede yeniden buluşursak, hiç zaman geçmemiş gibi kaldığımız yerden sürdürürdük muhabbetimizi.

Türkü severdik, çünkü doğayı ve insanı severdik.

Ne soru sormaktan ne de cevaplarımızdan korkardık; kendimizdense hiç korkmazdık.

Böylece uzunca bir süre kendi yörüngeleremizde döne döne birbirimizden uzaklaştık.

Ta ki, bir gün “yahu akrabam, sen de bizim Yenipazar’ın Sesi gazetemizde yazsana” diye rica edinceye kadar. Az önce birbirimizden ayrılmışız gibi, kırk yıl önce yudumladığımız çaylar daha soğumamış gibi.

Yine açıkyüreklice, yine samimî, yine su gibi, yine esriktik işte. Telefonlaştık, yazıştık, söyleştik; en kısa zamanda buluşmak üzere sözleşmiştik.

Topu topu yedi köşe yazarıydık, Yenipazar’ın Sesi’nde. Ben yazmaya başladıktan kısa bir süre sonra, kendisiyle hiç karşılaşmadığım rahmetli Şinasi Kula arkadaşımız bizlere veda etti. Yaklaşık bir ay önce de Zeki Güven arkadaşımız gözlerini yumdu. Onun erken gidişini kabullenmeye çabalarken bu sefer de gazetimizin kurucu emektarı, tüm Yenipazarlıların ve Yenipazar dışındaki sevgidaşlarının insan sıcağı Ergün Özmen Kardeşimiz, yüreği daha fazla kan pompalayamadığından son nefesini verip bizleri terk etti.

Her zamanki gibi son yazdığım yazıyı kendisine göndermiştim, okuması için. İki gün geçmişti, bir türlü geri dönmüyordu. Aklıma kötü kötü düşünceler ve hisler çöreklenmeye başlamıştı ama konduramıyordum. Korktuğum başımıza gelmişti. Hepimizi bekleyen bu son yolculuk, bu kez onu alıp götürmüştü.

Sesi kısıldı Yenipazar'ın, nerede Yenipazarlı  biri varsa oraya Yenipazar’ın Sesi’ni ulaştırmak için ömrünü adayan Ergün Özmen’in susuşuyla.

Koltuk değnekleriyle ömrü boyunca toprağa, sevgi taşan kocaman yüreğiyle de tanıyan tanımayan tüm Yenipazarlı olan ve olmayanların yüreklerine değdi Ergün Özmen.

Yanıbaşında olan eş, dost, akraba ve arkadaşları belki onu ertesi gün toprağa verdiler ama hepimiz de çok iyi biliyoruz ki, o şimdi hepimizde çoğalmış olarak geçmişe ve geleceğe adını yazdırmıştır çoktan.

Soyadı gibiydi; “özmen”di “öz adam”dı.

Özü bir, sözü birdi.

Bunca zamanda büyük güçlüklerle oluşmuş bu güzel insan şimdi artık herkesin emanetindedir.

Toprağında sonsuza dek sevgi çiçekleri ve türküler açacak “akrabam”!

Ve hep örnek bir insan olarak anılacaksın.

Fikret Yıldırım