ŞİNASİ KULA


Gençleri kullanmayın ey insan müsveddeleri!

Gençleri kullanmayın ey insan müsveddeleri!



Ülkemde gittikçe kötüye varan vahim olaylar oluyor. Gün geçmiyor ki sıradan bir gün yaşayamıyoruz. Gün geçmiyor ki nevrimizi döndüren olaylara tanıklık etmeden kurtulamıyoruz. Karabasanlar içerisinde yatıp, karabasanlarla uyanıyoruz artık…
Bunca yaşımda tanıklık etmediğim olaylar karşısında artık söyleyecek söz bulamıyorum. Düşünsenize, ülkemde elektrik kesiliyor arkadaş! Hani apartmanda, köyde, mahallede, ilçede alışkınız elhamdülillah. Lakin Türkiye Cumhuriyetinden söz ediyorum ey aklı başında insanlar! Ülkemde elektrikler kesiliyor ve hiçbir devlet yetkilisi bunun nedenini daha açıklamış değil! Yüzlerce varsayımların sosyal paylaşım sitelerinde ve televizyonlarda dillendirildiği ülkemde bakan da dâhil olmak üzere kimse bunun nedenini bilmiyor! Ülke topyekûn karanlığa gömülürken, Avrupa'nın en büyük ve sözde güvenilir adliyesinde bir Cumhuriyet Savcısı makamında katlediliyor. Yaşları 24 ve 28 olan iki gepegenç insan kullanılıyor bunun için de. Peki kimdir bu genç yaşta eli kanlı birer katile dönüştürülen bu gençler, hiç merak edip araştırma gereği duymadınız mı Allah aşkına? Daha yirmili yaşlara varmadan hapishane ile tanıştırılmış bu insanların hangi nedenlerden içeri alındığını bir araştırın. Eğer onları hapishaneye tıkmak yerine ıslah yolu denenseydi bu acı olayın yaşanmama olasılığı var mıydı ne dersiniz? Hapishaneler kirli örgütlerin niceliklerini artırmaları bağlamında en müsait zemindir. Ve genç yaşta sevgisizliği yüreğinde büyüten çocukların da gelecekte kanlı birer tetikçi olma olasılıkları oldukça yüksektir. Tesadüf değildir yaşananlar anlayacağınız. Bu insanlar daha çocuk yaşta tanıştıkları hapishanelerde yaşama dair, insanlığa dair ve sevgiye dair her şeylerini feda edebilmektedirler işte…

Altmış yıllık bir ömür bırakmışım geride. Ve kuşaklardan beri geleneksel sağ zihniyet bir sülalenin aykırı sesiydim gençliğimden bu yana. Yani devrimci geleneği kanıksadığım için daima övünç duydum tercihimle. Lakin bir açıklama boynumun borcudur bilesiniz. Devrimci gelenek deyince bizlere yutturulmaya çabalanan bir olayın içyüzünü de konuşalım ister misiniz? Lafı nereye vardıracaksın diyenlere hemen açıklayayım. Avrupa'nın en büyük, en modern, en güvenilir(!) adliyesinden elini koluna sallayarak silahları ile giren ve Cumhuriyet'in Savcısını görevi başında katleden kirli bir örgütün adının başında da devrimci” ibaresi var! Bu ne iş peki? Dedim ya ben doğruların korkmadan söylenmesi gerektiği güzel bir yaştayım. Kimse bana ve benim gibilere bu oyunu(ya da tezgâhı) yutturacağını düşünmesin. O gençlik yıllarımda hep sorup sorgulamıştım. Adının başında devrimci kelimesi bulunup, beş on tane harften oluşan örgüt neyin nesidir diyerek. Kırk yıl öncesinden, yani gençlik yıllarımdan bu yana muammalığını hep koruyan örgütün sponsoru kimdir diye! Kobay olarak seçilen ve suç makinesi olarak kurgulanan bu gepegenç insanların dışında başı kimdir, yönetimi kimlerdendir diye sorgulamıştır benim kuşağım. O zamandan bu zamana düşmeyen maskelerin ardında kimler vardır, kimler emir verir, kimler hükmeder diye hep konuşmuşuzdur. Bakınız şimdi de aynı konuyu konuşuyoruz farkında mısınız? Ortada sadece gencecik yaşta hapishane ile tanıştırılmış, 24 ve 28 yaşlarında acımasız birer katile dönüştürülmüş iki genç insanın isimleri var! Yaptıkları acımasızlık kimlerin işine yaradı hemen yanıtlayınız. Kırk yıl önce de kimlerin işine yarıyordu bağlantı kurunuz! Çok zeki olmaya gerek yok inanın, tüm kirli hesaplar apaçık ortadadır işte…

 Eskişehirli neden İnönü Zaferini içselleştiremiyor?

Bu yıl 94. Yıldönümü kutlanan 2. İnönü Zaferi kutlamaları yine tahmin ettiğim gibi geçti. Yani coşkudan çok uzaktı, yani halkın kanıksayamadığı biçimde. Resmi ve alışageldiğimiz biçimde geldi geçti. Bir de gündemdeki akıl sır erdiremediğimiz olaylar da işin tadını kaçırınca beklediğim gibi oldu. Eskişehir'in aydınlık yüzü ES TV ekranlarından canlı olarak verildi Allah'tan. Hiç değilse bu haliyle bile on binlerce insanın ilgisi çekildi. Dileği şu ki; önümüzdeki yıl çok daha görkemli ve samimi bir kutlama olsun. On binlerce Eskişehirlinin bu coşkuya ortak edilebileceği bir biçim şimdiden düşünülsün dilerim!

 

OZANCA

Türküler bozuldu sazın telinde

Sabır küfür oldu namert dilinde

Ne yapsak ne etsek fayda etmiyor

Şimdi ipin ucu p..tun elinde! Fikret DİKMEN