FİKRET YILDIRIM


GERÇEKLİK Mİ YOKSA RESMİ Mİ

.


Resim, gerçekliği gizleyen ya da gerçekliğin tam aksi yönünü gösteren manipülasyondur. 

Örneğin bir çiçeğin resmi, çiçek gerçekliğinden çok ötelerdeki görüntüsüdür; kokusu ve dokunma hissi yoktur. Çiçeğin bir anındaki ışık ortamına göre yakalanmış görünüşüdür. Her görende ve görenin değişik zamanlarında çok farklı çağrışımlara neden olur. 

Resim dondurulmuş andır. O anın geçmişi yoktur fakat geleceği çoktan başlamıştır. Resme bakanın yeri ve zamanı değiştikçe resim her defasında başka bir görüntü verecektir. Resmi çekilenin canlı ya da cansız oluşunun yalnızca algıya etkisi vardır. 

Tek bir nesnenin resmi olabileceği gibi çok karmaşık nitelik ve nicelikteki canlı ve cansız nesnelerin ya da öznelerin bulunduğu bir resim de söz konusu olabilir. Her iki durumda da resmedilen anın kadrajda verdiği görüntü, gerçekliğin bir anına ilişkin bir anımsatma olacaktır. 

Uzun yıllar geçtikten sonra çoktan unutmuş olduğu bir ana ilişkin bir resme baktığında özne „vay be, nasıl da unutmuşuz o günleri“ diye iç geçirerek zaman tünelinin alacakaranlık dehlizlerinde savrulur. 

Resim, bir ana sıkıştırılmış sonsuzluktur; sınırsız sayıdaki zaman tüllerini hareketlendirir. Anımsanmaya çalışılır fakat bilinçdışının oynadığı oyunla baş edilemez. Bakanın yüzüne, gülümsemeyle birlikte bir acı ya da sevinç halesi yayılır.  

Resmin yaratıp var edicisi ışıktır, „photon“dur (foto). Işık olduğundan varızdır ve görünürüz. 

Karanlıktan ışığa gelir, sonra yeniden karanlığa döneriz; tıpkı pervaneler gibi. Karanlıkta görünmeyişimiz yokluğumuzun kanıtı değildir. 

Bir anı zapteden resim, yine ışığın sayesinde geleceğe akar gider.

Fikret Yıldırım

E5 Karayolu Pendik-Tavşantepe 1969