PAZARCI YOLU
1965-1970 Yılları arası
Çocukluğumun en güzel yılları ve aynı zamanda
Fakirliğin hemen hemen, herkesce yaşandığı dönemdi.
Çiftçinin elinin para gördüğü ve en çok da yorulduğu aylar.
Harman dönemi yani
Temmuz ağustos ayları olurdu.
Tam da bugünler
Bu dönemde çocuklar
Harman yerinde, tarlada ,çok çalışır ,
Elinden geleni fazlasıyla yaparlardı.
Büyukler ise ;
Çocuklarına, bu dönem çok çalışırlarsa,
Onları harman pazarına götüreceğini söylerdi.
Harman pazarı dedikleri
Harman bitmeden pazarı görmek
gezmekti
Bir yıl boyunca çalışıp çapalayıp
Harman yerine döktüğün ürün
Ancak idare ile aileye yeterdi
O nedenle o ürüne dokunulmazdı
Bunun dışında
Bazı çocuklar boş zamanlarında
Başkasına ait
Buğday destesinin kalktığı tarlalardan,
Tırmığa gelmeyen,kırılmış ,dökülmüş
Tarlada kalmış,
Buğday kellelerini tek tek toplar,
Onları harman yerinde ayrı bir yerde biriktirir,
Sonra bir sopayla kelleler dövülerek buğday taneleri çıkartılır,
Torbalara doldurulur, pazarda satılır,
Bu paraiar çocukların pazar harçlığı olurdu
Bu işi kadınlarda yapardi
Bu işi yapan çocuklar
harman pazarına gitmeyi hak ederdi.
Bu yapılan işe "BAŞAK TOPLAMA" denirdi.
Başak parasına kimse dokunmaz,
Çocukların para kazanma hevesi ve kazancını,
Pazarda harcama mutluluğu engellenmezdi.
O yıllar
Bir çocuğun pazara gitmesi çok güzel bir şeydi
Çünkü pazarın dondurması,
Kat kat helvası,
Dahası tam porsiyon köfte yiyemese de,
Çeyrek ekmeğin köfte yağına bandırılarak yenmesi vardı.
Yenipazar´ın pazarı çarşamba günüydü.
Tabiki herkes pazara gidemezdi.
Köyde biraz maddi durumu iyi olanlar,
Sabahleyin eşeğine ya da beygirine biner,
En kısa yoldan
Yenipazar yolunu takip ederek , pazar yapmaya gider
Öğleden sonra yine aynı yoldan geri dönerlerdi.
Harman dönemi herkes kırda, bayırda olurdu.
Kimi ekin biçer kimi hayvan otlatır.
Çobanların çantalarında peynir, ekmek...
Ekin biçenlerin boğunda (bezden çantasında)
Bulgur pilavı ile kavonozda yoğurt olurdu.
İkisi karıştırılır,
Tahta kaşıkla yenirdi.
Pazara gidemiyen ailelerin çocukları çarşamba günleri
Özellikle hayvanlarını pazarcı yolu üzeri bir yerlerde otlatırlar,
Geri dönecek pazarcılar beklenirdi.
Öğleden sonra pazar dönüşleri gözlenir,
Eşek üzerinde pazardan dönen adam karşıdan görününce
Bir kişi adama görünmeden geçeceği yol üzerine mendil yada şapka.
O da yoksa annesinin yazmasını sererdi
ve saklanırdı
Pazarcı kimseyi görmezdi.
Bu durum bizim yöremizde adetti.
Pazara gidenler bu durumu bildikleri için son paraları ile de çocuk şekeri alırlardı.
Pazarcı o serili mendil yada yazmaları görür üstüne birer avuç şeker atardı.
Şeker yoksa heybesinde ne varsa bir salkım üzüm ya da birkaç erik atardı.
Adam tepeyi aşana kadar mendiller toplanmazdı.
Adam gözden kaybolduktan sonra mendiller toplanır içindekiler paylaşılırdı.
Bazı pazarcılar şeker almadıkları için ya da heybede vereceği bir şeyi olmadığı için
Serili mendili görmezden gelir
Başka tarafa bakarak geçerdi ki ,
O zaman çalılıkların arasında yatanlardan biri bağırır,
"HEY PAZARCI, YOLMANI BIRAK DA GEÇ!"
Yine de kulak asmıyorsa, ilerideki gizlenen çocuk ekibi.
Ardından kötü söz ederdi...
O adam gelecek hafta pazar dönüşünde cebi boş dönmezdi.
Bu yöntemle az da olsa küçük adalet sağlanıyordu...
M.SARAÇ