FİKRET YILDIRIM


“POS”EİDON’DA POZ VERMEK

.


Adını hep duyardım hatta çok sevdiğim türküsünü de çalıp söyleyerek YouTube’taki kanalıma koymuştum ama bu yaşıma kadar hiç bir yerde ve zamanda görememiştim.

Benim için hep gizemliydi, efsanevîydi.

Otomobille Yunanistan’ın Pire şehrindeki Paşa Limanı’ndan yarım saatlik uzaklıktaydı.

Tüm antik yapılarda olduğu gibi yüksekçe bir tepenin üzerindeydi deniz tanrısı Poseidon’un tapınağı. Burası Sunion da denilen Sütun Burnu’ydu. Tam 2 bin 5 yüzyıl önce inşa edilmiş tapınağın ayakta kalan sütunları tüm görkemiyle anlatıyordu zaman tanrısı Chronos’un amansız gücünü.

Mekân ve zaman diyalektiği içerisindeki büyülü kaybolmuşluğumun bir anında onu görüverdim, hem de iki taneydi: “İki Keklik”tiler.

İkisini bir türlü yan yana getirip de “Pos”eidon Tapınağı kalıntıları arasında “poz” verdirtemedim.

Olsundu;

İki keklik bir tapınakta poz veriyor,
Poz verme de keklik derdim bana yetiyor,
Aman aman yetiyor,
Poseidon’a da kara haber gidiyor

dizelerini mırıldanarak usulca uzaklaştım oradan, arkama bir kez daha dönüp bakmaya cesaret edemeden.

Sırra kadem basmış denizler tanrısı Poseidon ile şimdimizi renklendiren göklerin çifte kekliğini geride bırakarak akıp geçtim zaman tünelinden.

Fikret Yıldırım

Poseidon Tapınağı | Atina - Sütun Burnu