FİKRET YILDIRIM


SELAM OLSUN

.


Var olmanın dayanılmaz ağırlığına bir saygı duruşudur.

Giysiler zamanın ruhunun en sadık temsilcileridir; tertemiz ve özenli olmalıdır. Çünkü geleceğe seslenilecektir: Bizler de gelip geçtik bu dünyadan, denecektir.

Erkekler mağrur ve özgüvenli, kadınlar ağırbaşlı, anaç ve emekçi kimlikleriyle kafa tutacaklardır asla bilemeyecekleri zaman yolculuklarına.

Ana, bütün sevgi, saygı ve hikmetiyle resmin tam ortasında alacaktır yerini. Kızlar-gelinler, oğlanlar-damatlar ve torunlar onun yörüngesinde konuşlanacaklardır. Hükmün adının o olduğu kaydedilecektir.

Çok önceden sözleşilmiştir; bir gün bir araya gelinip, olabilecek en güzel toplu bir selam gönderilecektir büyük ailenin sonradan gelecek bireylerine: Balkanların Çöküşü’nde  ve 1. Büyük Savaş öncesinde ve sonrasında gidenler çoktan gittiler ama bizler henüz dimdik buradayız, resmedilecektir.

Ne 2. Büyük Savaş ne de sonrasındaki büyük katliamlar ve kırımlardan haberleri olacaktır! 100 yıl sonraki dünyanın 4 kat daha artarak 8 milyarı geçeceği akıllarının ucundan bile geçmeyecektir.

Bu ölümlü dünyaya niçin gelip gittiklerini kendilerinden öncekilerin ve sonrakilerin de bilemediği gibi onlar da asla bilemeyeceklerdir.

Çoktan fosile dönüştüklerini bilmek ise geçmişin sararmış anılarına bakanların hiç bir zaman içinden çıkamayacakları bir sonsuzluk yolculuğunun en buruk şarkısı olarak yüreklerin en derinliklerinde sonsuza dek tınılanacaktır.

Fikret Yıldırım