FİKRET YILDIRIM


SEVGİCE

.


Bana benim gözlerimle bakıyordu gülümseyerek, ama beni görmüyor yalnızca hissediyordu.

Görünmeyen binanın kapısı önünde, nereye gideceğini hiç kimsenin bilmediği yere ve zamana götürüleceği anı bekliyordu.

Bir daha asla geri gelmeyecekti. O artık bunun ayırdında da değildi. 

Vakit usul usul akşama uzanıyordu.

Dışarıda, açık pencerenin efildeyen tülünün ardındaki kavak ağaçlarının yaprakları, hep birlikte, yaklaşan hazanın hep bilindik senfonisini çalıyorlardı. Ara ara adları bilinmeyen kuşlar ötüyordu.

Bana benim gözlerimle bakıyordu; onunkiler gülümsüyor, benimkiler buğulanmış ve titriyordu.

Bütün zamanların en eski dilinde susuyorduk; bütün zamanların en kutsal diliydi susuştuğumuz:

Sevgice!

Görsel | pinterest.de