FİKRET YILDIRIM


SON VEDA

.


“Ben seni bi daha göremem oğul” bakışıdır bu, “son bi kez daha bakayım ardından dünya gözüyle”dir.

Çok çileler çektim ben çok, senin düşleyemeyeceğin kadar anlatılmaz yokluklar değil ama yoksunluklar. Bu ardından sana son defa baktığım pencere dile gelse de anlatsa!

Balkan Harbi’nde soluğu bu hiç bilmedikleri topraklarda alan anam ve babam, nasıl olup da bir zamanlar Avrupalı Hristiyanların hac yolu olan bu güzergâhı bulup da yerleşmişlerdi, o zamanlar kırk haneden oluşan bu şirin köye!

Ben çok küçükken ölüvermişti anam. Anasını ve babasını nerede koyup gelmişti, kardaşları var mıydı, bilemedim!

Buranın ayazı gibiydi ruhu besbelli, geceleri yıldız yağmurlu ve kimsesiz, gündüzleri öteki ve muhacir olmanın utangaç yalnızlığı hasta etmişti anamı. Sonra üvey anam oldu, o da çok yaşamadı.

Gelenlerin hep gözlerinin içine, gidenlerinse geride kalan ayak izlerine baka baka geçti ömrüm oğul. Özlem esas mesleğimizdi bizim. Muhacir çocuğu oldun muydu, hep bir yerin eksik olur, hep bastırdığın ve herkeslerden sakladığın gizli ve mahrem bir dünyan olur yüreğinde.

Siz benim canım çocuklarım her vedalaşmamızda beni hep en son gülümseyişimle hatırlayın isterdim ama her gözden kayboluşunuzda tutamadığım gözyaşlarımı hiç bir zaman görmediniz oğul.

Ne anama doyabildim ne de siz çocuklarıma!

Bu benim için son bakıştı ama siz çocuklarım için her defasında ve her zaman ilk bakış olsun yavrum!

Sevgi ne başlar ne de biter, o sınırsız ve sonsuzdur oğul.

Bu sırrı çok ama çok iyi saklayın!

Gözlerinizden öpüyorum...

Fikret Yıldırım

Son Veda