FİKRET YILDIRIM


SU-SUŞMAK MI KON-UŞMAK MI

.


Anlam, konuşmada değil, susuşmadadır. Tıpkı müzikte olduğu gibi, sessizliktir sese anlamını yükleyen. Notalar arasındaki boşluğu kaldırdığında gürültüden öteye gidemez, sinir krizleri geçirirsin.

An, şimdidir; ne geçmiş ne de gelecektir.

Gelip geçen sensindir.

“An”ı “an”lamak istiyorsan önce susmayı öğreneceksin. “An”cak o zaman içindeki kendinin konuşmasını işitebilir ve cesaretin varsa “an”layabilirsin.

Konuşmak, anın dayanılmazlığına/katlanılamazlığına saldırmaktır. Çok konuşan, kendini ve yaşamı susarak dinleyemeyen, sürekli olarak saldırmaya hazır olandır.

Susmayı öğren ki, konuşmayı öğrenebilesin!

Müzik sessizlikten doğar, “an”lam ise “an”daki sessizliğe kulak vermekten.

Sus ki, bilmediklerini öğrenesin; hiç durmadan konuşman takılmış plak hastalığıdır.

Yineliyorum: 

“Kon”uşmak, bir yere karşılıklı olarak “kon”maktır.

“Su”suşmak ise “su” gibi akmaktır.

“Su”s ki, su gibi akabilesin; çok “kon”uşursan akmayan su gibi çürür ve kokarsın.

Fikret Yıldırım

Görsel | sonntagsblatt.de