FİKRET YILDIRIM


SUSUŞMA

.


İki kişiliktir susuş; kendi kendine susulmaz. Ötekinin varlığını zorunlu kılar susmak.

Çünkü susmak söylemektir; varoluştaki birlikteliğin en anlaşılamaz anlatışmasıdır. Ne abecesi ne sesi, ne yazısı ne de sözü vardır; dillerin en yalını, iletişimin en erişilemezidir.

“Ben” konuşursa “sen” dinler, “sen” konuşursa “ben” dinler; “ben” ve “sen” aynı anda konuşursa anlaşabilmek olanaksızdır ama her ikisi de susarsa susuşurlar. İşte anlam tam da buradadır. Bu noktada başlar düşleme ve düşünce, burada başlar anlayabilme çabası.

Dil susarsa göz konuşur, göz konuşursa anlam yürekten yola çıkmıştır. Çünkü bütün evrensel töz ancak gözden yansıyabilir. Söyleyişin tek çıkış kapısıdır göz. O nedenle karşısındakinin gözlerinin içine bakabilir bilinçlenmiş ve aydınlanmış “ben”.

O yüzden bestelenmiştir “öyle güzel ki gözlerin, bakmasını bir bilsen” güftesi.

“Sen” “ben” ile susuşabildiğince “bir” olur; söyleşmek anlamı sakatlar çünkü.

Susalım ki, anlaşabilelim!

Fikret Yıldırım

Görsel | Susmanın Tekilliği