FİKRET YILDIRIM


TARİH

.


Günü ve zamanı “ay”a, ayın dünya çevresindeki devinim ve izlediği yola göre tanımlamaya çalışan bir kültürde yetişmişiz.  
 
Evet “tarih” sözcüğü, Arapçada “ay” anlamına gelen bir kökten türemiş ve “ayın dünyadan görünüşüne göre zamanı saptama” anlamı içeriyor.  
 
Özellikle Eski Mısır’da ve dünyanın başka başka yerlerinde zamanı tanımlamak için “güneş” temel alınmışken ve güneşe göre mitler oluşturulmuşken yaklaşık 12 yüzyıldır İslamiyeti benimseyişle Arapçayı ve Arap kültürünü içselleştirmiş Anadolu insanı olan bizler de günü ışıtan “güneş” dururken geceyi “ay”dınlatan “ay”a göre kurmuşuz yaşamlarımızı ve felsefelerimizi.  
 
Gündüzün güneşi, görece olarak korku ve endişeleri daha azaltırken, göz gözü görmeyen ve sayılamayacak kadar çokluktaki tehlike ve korkuları gizleyen geceyi “ay”dınlatan “ay”ın değeri paha biçilmez olmuş yüzlerce yıl önce.  
 
İngilizcede “history”, Fransızcada “histoire” ve Almancada “Geschichte” sözcükleri, “olup bitmiş olanı”, “geçip gitmiş olanı” dile getirirken dilimize Arapçadan girmiş olan “tarih” sözcüğü ise “dünyadaki zamanın ayın durumuna göre ölçümü” anlamını içermektedir.  
 
Zaman algısının “geçmek”, “geçip gitmek” ile dile getirildiği Batı dillerinin aksine bizim dilimizde her ne kadar geçip gitmeyi içerse de sözcük kökünün “ay”a dayanması önemli bir yaşam felsefesi sapağı gibi durmaktadır.  
 
Batı’nın “güneş takvimi”nin  aksine İslamiyetin “ay takvimi”ni kullanması da bu anlayışın sonucudur.  
 
Yaşam felsefesini gecenin “ay”ına göre tanımlayan bir kültürün yaşam felsefesini “güneş”e göre tanımlayan bir kültürle karşılaştırıldığında, zaman algısında ne kadar da şaşı olduğunu ileri sürmek çok mu bilgiçlik taslamaktır?  
 
Karanlığa alışmış olan, karanlıktan beslenen ancak “ay”a tapabilir ve “ay”ı yücelterek zamanını ve geçmişini “ay”a göre tarif eder. Çünkü güneş ışığının gücü ve kudreti onun tüm karanlık yanlarını ve düşüncelerini “gün ışığı”na çıkartır.  
 
O yüzden değil midir ki, “gelecek “gün”ler “ay”dınlık olacak” diye ümit ederiz, “gelecek gecelerimiz “ay”dınlık olacak” dileğinde bulunmayız!  
 
Yaşamın ve zamanın özü “güneş”tir, ışık varsa zaman vardır, karanlıkta zaman yoktur. “Ay” geceleyin “güneş”in ışığını yansıttığı için karanlığı “ay”dınlattığı sanılır.  
 
Gelin, zamanı ve yaşamı “ay”a göre değil “güneş”e göre yorumlayalım ve buna göre yaşam mücadelesi verelim!  
 
Bilgi ışıktır, cehalet “ay”a göre konumlanan karanlıktır. Ve bütün mitler de karanlıkların ürünü olup yüzlerce yıldır insanlığı özgürlükten korkutmaktadır.

Fikret Yıldırım

Görsel | Google