Telefonum çaldı. Baktım, 0216 alan kodu ile başlayan bir numara. Açtım. Telefonda önce bir kadın karşılıyor daha sonra bir erkek: "X... Araştırma Şirketi tarafından aradık, bir araştırma için sizinle anket yapmak istiyoruz, bize yardımcı olur musunuz?" dedi. "Hıyarım var deyene bir torba tuzla koşma" gibi bir yanım olduğu için, yardım isteyene yardım etmek insanlık gereğidir diye kabul ettim.
Sözde ankete başladı: "İsminiz, doğum tarihiniz, hangi ilden katıldınız ankete?" gibi kısa sorular sordu.Sorularını yanıtladıktan sonra, "Ergün Özmen mi, doğru mudur?" diyerek "evet" dememi sağlayıp 1 dakikalık görüşmede başka soru sormadan kapattı. Benimle anket yapmak için yardım isteyen kişi, araştırmayla ilgili hiçbir soru sormadan telefonu kapatınca, birden aklıma daha önce bir gazetede okuduğum dolandırıcılık haberi geldi.
Panikledim. İlk yaptığım iş, bilinmeyen numaralar servisini arayıp, 0216 ile başlayan numaranın kime ait olduğunu öğrenmek oldu. "Böyle bir numaranın kime ait olduğu kayıtlarda yoktur"u duyunca aklım başımdan gitti.
İki gün endişe içinde yaşadım ve çareler aramaya başladım. Karşımda muhatap olsa Noterden ihtarname dahil olayı anında tespit ettirip ileride olası dolandırıcılıkta yargıya sunabileceğim bir kanıtım olurdu. O gün ve saatte benden "evet"leri hangi sorularla aldığını telefon görüşme kayıtlarından ortaya çıkartabilirdim. Ancak karşımda muhatap olacak ne bir isim, ne de bir kurum ve adres vardı. Cumhuriyet Savcılığı´na yazsam, ortada bir muhatap ve henüz işlenmiş bir suç olmadığından takipsizlik kararı verilir diye elim kolum bağlandı. Kaygılarımla başbaşa kaldım.
Bir çıkış yolu olmalıydı; benim tasa ve endişelerimi yok edecek bir çıkış yolu... Elma kafasına düşünce yerçekimini bulan ünlü Bilim insanı Isaac Newton gibi "buldum, buldum!" diyerek yerimden zıplamasam da, çıkış yolunu bulmuştum: CİMER! Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi´ne başvurarak hem o görüşmeyi belgeleleyeceğim, hem de ilerde dolandırıcılar eyleme geçerse elimde kanıtım olacaktı. CİMER´e aşağıdaki e-postada yazılanları gönderince rahatladım.
Yani bu öyküdeki kıssadan hisse için demem o ki: Yanınızda tuzluk gezdirmeyin!..
