Ergün Özmen


VAY ÜÇKAĞITÇILAR! (SIKI-YORUM)

Bizden habersiz evimize yerleşmişler; kapımıza haciz gelince anladık.


Malum yaşlanıyoruz. Serde hastalıklar var. Bedensel engelimin yanısıra diyabetim var, çok sevdiğim sigaranın bana yaptığı ihanet KOAH`ım var. Şeker hastalığı sinsi, düzgün takip edilmezse başta böbrekler olmak üzere her türlü hastalığı ve tahribatı yapıyor. Nalbant İbrahim Ünsal, sapa sağlam görünürken aniden hastaneye kaldırılınca böbreklerinin şeker yüzünden iflas ettiğini ve diyalize haftada üç gün girme zorunluluğu ortaya çıktı. En yakın diyaliz ünitesi 85 kilometre uzaklıkta Bilecik`te var. Yenipazar nere, Bilecik nere?.. Haftada üç gün ne cep dayanır bu yolculuğa, ne İbrahim Ünsal Agam... Bilecik`e göç ettiler zorunlu olarak.

Aynı olay benim de başıma gelebilir. Üstelik solunum yetmezliğim her mevsim başlarında azdığında günlerce hastane köşelerinde tedavim sürüyorken, bazen eşim Fehime`nin geceleri refakatçı olarak kalması uygun olmuyor. Bu gibi durumları düşünerek, Nalbantların Ali Ünsal`ın önerisiyle Bireysel Emeklilik Sistemindeki birikimi peşinat yapıp üzerine bankadan uzun vadeli kredi kullanarak Eskişehir Muttalip Köyü yakınlarında Ova Evleri Sitesi`nden benim rahatlıkla girip çıkabileceğim 2+1 ev aldık. Bu arada kendisini saygıyla anmadan geçemiyeceğim; Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Büyükerşen`in eseri, son dönemlerde yapılan tüm evlerin girişleri, bazı apartmanların rampaları standart dışı eğimli olsa da, biz bedensel engellilere uygun yapılması zorunluluğudur. Tekerlekli sandalye ile kent içinde bile rahatlıkla gezebiliyoruz. Engelli otobüsleri de zamanla çoğalırsa Engelsiz Yaşanılan Tek Kent Eskişehir olacaktır eminim.

Biz hastalandıkça ya da Yenipazar`da bunalıp sinemaya, gezmeye Eskişehir`e ayda yılda gittiğimizde bu Ova Evleri`ndeki evimizde kalıyoruz. Ama sürekli oturan yok. Geçtiğimiz hafta telefonum çaldı. Açtım. Karşıdaki ses: "Ben X Bankası görevlisiyim. Sizin 7 numaralı daireye hacze geldik." deyince nedenini sordum. "Bu adreste oturan E.A.`nın bankamıza olan borcu ödenmediği için hacze geldik." deyince gerçek ortaya çıktı. Sitegirişindeki  güvenlik memuru gelen banka yetkilisine 7 numaralı dairede hiç kimsenin oturmadığını, o dairenin bana ait olduğunu söyleyip telefonumu vermiş. Meğer bu ismi bizde mevcut olan E.A. ve diğer 3 kişi bizim iznimiz ve bilgimiz olmadan bizim eve adreslerini kaydettirmişler. Kayıt tarihlerini de öyle bir zamanda (ilki 5 Ocak`ta, diğerleri 18 Şubatta) yapmışlar ki, seçmen listelerinin askıya çıkarılıp son itirazların yapıldığı döneme denk getirmişler.

Olayı tamamen tesadüfen öğrenmemizin ardından Eskişehir Tepebaşı Nüfus Müdürlüğü`ne ilgililerin bizim iznimiz ve bilgimiz dışında evimize adres kayıtlarını yaptırdıkları için suç duyurusunda bulunduk. Görevli memurun söylediğine göre eğer evde hiç kimse kayıt yaptırmamış boş görünüyorsa, kim olursa olsun izin almadan ikametgahını kaydettirebiliyormuş. Hatta ben o adrese taşınmak istesem, o adreste oturuyor görünenlerden imzalı beyan gerekiyormuş. Dolandırıcıların evimizden çıkarılması için dilekçe vermemize karşın hemen çıkartamıyormuşuz. Emniyet soruşturma yapacak ve gerçekten oturmadıkları tespit edilirse kayıtları silinecekmiş. Yalan beyanda bulundukları için de ceza olarak 800-900 Lira gibi bir para tahsil ödeyeceklermiş.  

Tepebaşı Nüfus Müdürlüğü`ne suç duyurumuzu yaptıktan sonra yurttaşlık görevimizi de yapıp bu kişilerin -belki de iki kere- oy kullanmalarını önlemek için Yüksek Seçim Kurulu`na itiraz etmeye gittik. YSK`daki görevli bize seçmen listeleri askıya çıkıp itiraz süresini kaçırdığımız için yapacak hiçbir şeyin olmadığını bu kişilerin oylarını kullanabileceklerini söyledi. Aklımızda kalan, seçmen olmak için son 6 ay aynı adreste oturma zorunluluğunu sorduğumuzda; son güncelleme askı döneminde kayıtlarını yaptırdıklarından herşeyin yasal olduğunu söylediklerinde boynu bükük geri döndük. Yaptığımız araştırmada ise bu kişilerin her seçim döneminde başka bir sandıkta, hatta bundan önceki bir seçimde Antalya`da bile oy kullandıklarını öğrendik. 

Şimdi soruyorum:

Bu dolandırıcılar bizim dairemizin boş olduğunu nerden biliyordu? Nüfus Müdürlükleri, dürüst yurttaşa iyi niyetle bir yakınının T.C. Kimlik numarasını istediğinde bile vermezken, bu gibi üçkağıtçılara boş adresleri verip neden kayıtlarını yapar?  

YSK, Üçkağıtlıkla adres kaydı yaptırdığı belgelendiği halde haksız yere oy kullanacak kişilere engel olmak için neden önlem almıyor?

Bizim ev gibi ülkemizde kimbilir kaç boş ev vardır. Biz tesadüfen öğrendik, ya öğrenemeyen kaç kişi vardır? 

Ve en çok merak soru: Bu üçkağıtçılar oylarını hangi partiye verecek? Kendileri gibi üçkağıtçılara mı?