ŞİNASİ KULA


YAZIYORUM

YAZIYORUM


DARBECİLER KOLLARINI SALLAYARAK GEZİYOR BEYLER!

Tam otuz üç yıl önce,
13 Aralık 1980 zemherisinde yandı yüreklerimiz.
?Neteküm, kem, küm? lakırdıları eden biri emir buyurdular.
On yedi yaşındaki bir gencin boynuna geçti yağlı urgan.
Daha reşit olmamış bir çocuğun altından,
Erdal Eren´in altından, çektirdiler iskemleyi cellada.
Sallandırıldı ?ibreti âlem için?.
?Ne yapalım, asmayalım da besleyelim mi? diyecek kadar
suratı ve yüreği kaşarlaşmış o kişi hala paşa paşa villasında
resmetmeye devam ediyor ayıplarını?
Onlarca insanı sallandırdılar darağaçlarında.
Hiç biri bu denli ağırımıza gitmemişti de,
hayatının baharında bir çocuğun yaşı büyütülerek asılması
insanlık onurumuzu, vicdanımızı yaralamıştı işte?
Meydanlarda, miting alanlarında, yaptığı işin doğruluğunu
kanıtlamak üzere bağırıyordu avaz avaz;
?Ne yapalım, asmayalım da besleyelim mi??
Yüz binlerce şakşakçı ?çok yaşa Evren Paşa? diyerek
tabanlarını yalıyordu adeta Nü ustasının.
?Kurtarıcımızdan Allah razı olsun? çığlıkları atıyorlardı.
İşkence korkusu, mesleğimizden alınma korkusu,
özgürlüğümüzden olma korkusu iliklerimize dek işlemişti.
Çoğu evden bir kişinin canı yanmıştı mutlaka.
Kütüphanemizdeki masal kitaplarından
gözaltına alınıp sorgulanır hale gelmiştik.
Hapishaneleri ya ?anarşist? damgasıyla,
ya da ziyaretçi sıfatıyla mekan bellemiştik.
O hala meydanlardan haykırıyordu ikiyüzlü güruha;
?Ne yapalım, asmayalım da besleyelim mi??
Evrene referandumda %92 evet oyu veren muhterem
halkım da alkışlamaya devam ediyordu kendilerini;
?Kurtarıcımızdan Allah razı olsun??
?Çok yaşa Evren Paşa??
Sözün özü şudur.
Otuz üç yıl öncesinin darbecileri,
otuz üç yıl öncesinin can yakıcıları,
otuz üç yıl öncesi, on yedi yaşındaki
bir çocuğun yaşını büyüterek idam edenleri?
Neredeler, şimdilerde ne yapıyorlar?
Ellerini kollarını sallayarak gezmiyorlar mı?
Bugün onu alkışlayanlar şimdi kimi alkışlıyorlar peki?
?Çok yaşa Kenan Paşa´cılar neredeler şu an?
Darbelere ve darbecilere karşılar mı?
Sizi bilmem de,
ben iliklerime dek tiksiniyorum o bizim oğlanlardan?
Bir o kadar da ?gelen ağam giden paşam? diyen
her devrin UCUBELERİNDEN?
 
OZANCA
 
İşkenceyi ne renk boyadın
Ne renktir, dışkı yedirilen bir köylü
Yasaklanan anadil ne renkte haykırır derdini
Mamak ne renk utanır, Metris ne renk?
Ya Diyarbakır, kızıl mıdır çığlıklar?
Yanık bir mahpusun, ne renk inler kokusu?
Tecavüz edilen genç kızlar,
Ne renk bağırır hücrede?
17 Yaşında bir Erdal,
Ne renk yürür sehpaya?
Copun, falakan ne renktir elektriğin ne renk?
Emeği çalınan işçinin, ne renk kokar ekmeği?
Babası öldürülen bir çocuk, ne renk ağlar yıllarca?
Oğlu kayıp anaların, ne renk akar gözyaşı?
Emir verilen bir asker ne renk vurur kardeşi?
Halktan ne renk korkarsın, kızıldan ne renk?
USA armalı bir postal ne renk basar onura?
Ne renk çığlık atar insanlık?
Renkler emir dinler mi?
Kan damlayan fırçadan,
Tabloların ne renktir?
 
Ahmet GÖKSOY / RESSAM