ŞİNASİ KULA


YAZIYORUM

YAZIYORUM


DOSTLUK

Yaslanacak bir omuzdur dostluk,

yalnızlığın ürküten soğuğunda ısıtacak bir yürektir...

Yürek yangınını söndürecek sudur,

arkanı korkmadan dönüp, dalabileceğin huzurlu bir uykudur.

Kimi zaman sözünü kesmeksizin seni dinleyen bir çift göz,

kimi zaman da sonsuz karanlığını aydınlatan şifalı bir sözdür.

Anlaşılmadığını düşündüğün bir dünyada yegâne anlayanın,

hesapsız kitapsız bir biçimde dinleyenindir.

Koşulsuz bir ruh, koşulsuz bir bedendir,

varlığıyla seni sen edendir,

ve zamanla seni kendisine benzetip, sana benzeyendir?

Ben duygusundaki sen, sendeki bendir,

paylaşmayı kendine yaşam biçimi edendir.

Zor gününde vefa,

hastalandığında şifa,

birliktelikte sefadır?

Küçük hataları affetmek,

kendini senin yerine koyup hissetmektir.

Ufak yanlışlarınızı yüze vurmamak,

hayati olmayan hatalar üzerinde durmamak,

içinde şüpheleri biriktirip kokuşturmamaktır dostluk.

Yokluğun girdabında debelenirken umut yüklemek,

umut yüklemekle kalmayıp çareler eklemek,

birlikte yaşanası günleri beklemektir?

?Ben? i ?Biz? yapabilmek,

açığı giz yapabilmek,

arada naz yapabilmektir dostluk.

?O benim dostum? derken Ağrı Dağı,

onsuz bir yaşamda Gazel Bağı,

onunla yaşanan her anı, her çağı

iliklerine dek hissedebilmektir?

Dostluk sözde değil özdedir,

maharet bakmakta değil gören gözdedir?

Bu gözün muteberi gönülde olanıdır

dostluğun hakikisi baki kalanıdır?

DIŞARDAN GAZEL

BÜYÜYÜNCE KÖŞE YAZARI OLCAM!

Minicik otomobiller vardı bir zamanlar anımsar mısınız? BIS marka küçücük bir arabaydı. Bir arkadaşımın vardı bu araçtan ve ara sıra bana verirdi, işim olduğu zamanlar kullanırdım. Onun arka camına aynen şöyle yazdırmıştı; ?Büyüyünce TIR olcam?? Ben de büyüyünce köşe yazarı olcam, üstüne üstlük o duayen olanlardan! Kimin seçilip kimin seçilemeyeceğini yazcam sürekli köşemden. Kim kime ne demiş, kim ne diyememiş konularını işliycem! Onunla da yetinmeyip başka gazetelerdeki yazarların yanlışlarını bulcam hep! Onların yanlışlarını kendi gastemde yazıp utandırcam. Bi büyüyüm hele!

OZANCA

HURMA TIRMALAR!

Bilindik bir gerçektir ey fani

Yanına kar mı kalır bunca çalmalar,

Çalarak çırparak sürersen sefanı

An gelir tosların koca kafanı

Yediğin o hurmalar, seni tırmalar?

Beleşten yemesi baldan tatlıdır

Haramın kreması çifte katlıdır

Sonunda anlaşılır aklar karalar

İşkembene dizilir haram paralar

Yediğin o hurmalar, seni tırmalar?

 

Memleketin malı deniz diyenleriniz

Doğmamış yetim hakkını yiyenleriniz

Biz ağlarken sırtlan gibi gülenleriniz

Gün gelir sarılır bizim de yaralar

Yediğiniz hurmalar, sizi tırmalar?

                                  Şinasi KULA