ŞİNASİ KULA


Bu da mı gol değil hâkim bey?

Bu da mı gol değil hâkim bey?


Bu da mı gol değil hâkim bey?
 
Rahmetlik Sadri Alışık sadece güldürmezdi. Kimi zaman da rol gereği hem ağlardı, hem de ağlatırdı. Siyah beyaz bir kare vardır ki asla aklımdan çıkmamıştır. Hâkim önündedir Sadri Alışık, dramatik hayat hikâyesini anlatır gözyaşları içerisinde. Finale doğru gelindiğinde kendisini bu suça iten nedenleri sıralar ve hâkime ağlayarak seslenir; bu da mı gol değil hâkim bey, bu da mı gol değil?”

Bu kentte sırf egosu uğruna, siyasi rant uğruna yapılan çekememezliklerin bedelini Eskişehirli ödemektedir doğal olarak. Birinin yaptığı doğru da olsa siyasi rekabet nedeni ile gözünü karartanlar aslında ne Eskişehirlidir, ne de ait olmak gibi bir kaygısı vardır! Kentin hayrına olacak bir işe körü körüne karşı çıkmayı siyasi rekabet olarak gören taşra anlayışı sayesinde, Eskişehir Lobisinden söz etmek hayalcilikten öte bir şey değildir zaten...

Kalabak Suyu ile daha doğrusu dağıtımı ile ilgili çeşitli söylentiler geldi kulağımıza. Su dağıtıcıların(saka)az sayıda su bıraktıklarını, gerekçe olarak da Kalabak Suyunun kaynağında azalma olduğunu söylediklerini ilettiler. Buradan da amaç her zaman olduğu gibi vurun abalıya” taktiği ile belli yer ve kişiye yüklenmek, siyasi anlamda cezalandırmak. İyi de yerel seçimler öncesi gerekliydi bu tür söylentilerin dillendirilmesi. Hiç değilse belli bir güruhun bir nebze olsun işine yarayabilirdi yalan yanlış bilgiler. Yurt genelinde bir yağış sıkıntısı söz konusu mudur ey halkım? İzmir haydi neyse de, karasal iklim coğrafyasının göbeğindeki Eskişehir'imize kar yağmadığı doğru mudur? Aynen doğrudur. İşte Kalabak Suyumuz gibi nice kaynak suları kar yağışı sonucu beslenirler. Kar doyasıya yağacak birkaç ay kalacak ki, o karlardan damıtılan mineral zenginliği de kaynak suyunu beslesin. Bizler de diyoruz ki; efendim ortalığı sel götürecek kadar yağmurlar yağdı da taştı. Kalabak Suyunun kaynağında azalma olmuş, hadin ordan beceriksizler! Zaten bu şehri yönetemiyorsunuz bari kılıf uydurmayın…”
Hacım işte bu mantıkla suçlamaya kalktığında sana sorarlar, bu da mı gol değil hâkim bey” diyerek! Gelelim bir başka meseleye daha.
 
Aşağıılıca Köyünde tatlı su kaynağı tespit edilmiş, müjde bile verilmişti halkımıza hatırlayınız. Setler ile çevrilmeye başlanmış, mini bir baraja başlanmıştı. Hatta o bölgede arazileri olan köy halkından satın alınarak iş gerçeğe dönüştürülmeye başlanmıştı. Eskişehirliler artık musluklardan akan suyu içebilecekler diye resmen açıklama yapılmıştı. Ey toprağımın güzel insanları bunları ne çabuk unuttunuz, ne oldu da ses çıkmıyor, neden soranınız yok söyler misiniz? Ben söyleyeyim o zaman, birileri yürütmeyi durdurma kararı için gereğini yaptı ve o iş mahkeme kararı ile öylece kalakaldı! Kim açtı, neden açtı, eline ne geçti ben bilmem. Bildiğim bir gerçek var ki Kalabak Suyumuzun bir an içilemez konumda olduğunu hayal ettiğimizde ödümüz gözümüze karışır bu net! Hani Kütahya'da böyle bir felaket olmak üzereydi ya? Siyanür bir biçimde içme sularına karışacak söylentileri yaşandı ya! Böyle bir örnek dilerim ki Eskişehir'de olmaz. Allah korusun ama olduğunda da çare üretenlere engel olmayı hüner sayan zatı muhteremlere sormak gerek; buda mı gol değil hâkim bey” diyerek…
 
DIŞARDAN GAZEL

En güvenilir kurum?

 
Bir zamanlar bu ülkede bu sorunun tek ve net bir yanıtı vardı. Açık farkla ordu” çıkardı araştırma sonuçları. Şu an da öyle mi diyecek olursak, bireysel yanıtım kesinlikle hayır”dır. Hatta öyle ki güvenilirlik konusunda bir hayli de aşağı sıralarda yer alacağına iddiaya girebilirim. Peki, neden diye bir soru sormam da saçmalık olmaz mı? Bir örnek yeterli değil midir? Diyarbakır'da 2. Hava Kuvvet Komutanlığına girerek onurumuz-namusumuz saydığımız bayrağımızı gönderden indirenler elini kolunu sallayarak geziyorsa, komutan da tüm bu yaşananlara daha hala masum bir mazeret üretme çabasındaysa… Fazla söze gerek var mı?