FİKRET YILDIRIM


YOL SENSİN

.


Nerede, nasıl ve ne zaman başladığını hiç kimsenin bilemediğinde ve asla da bilemeyeceğinde buluverirsin kendini.

İlkin geride kalanı ve gelmekte olanı fark edemezsin, çünkü zamanın aktığını göremiyorsundur. Aralıklarla baktığın sırlı ayna, bir süre sonra kendi içinde de sırlı bir aynanın saklı olduğunu fark ettirir sana. Bu kez de her iki ayna arasındaki "kendi"ni bulma dayatmasıyla yüzleşirsin.

Hangisisindir?

Tam bu iki ayna arasında "kendi"ni bulmaya çalışırken ve kimileyin de bulduğunu sanırken birdenbire alacakaranlık bir yerde, üçünçü bir aynanın daha olduğunu fark edersin. Usulca ve ürkerek yaklaştığında, "kendi"ni bu kez de dört boyutlu bir aynanın karşısında dikilirken bulursun. Bu aynanın diğer iki aynayı da kapsadığını görür, önce korkar ve sonra da bu yeni aynanın dördüncü boyutu olan "zaman"ın büyüsüne kapılır, donakalırsın.

Bir de bakarsın ki, bu zaman boyutunda, karanlık bir odanın ortasındaki bir masada yanmakta olan bir mum, hemen yanıbaşında bir kuru kafa, bir dilim ekmek ve bir miktar tuz bulunmaktadır: Şimdi artık yaşam ve ölümün karşısındasındır.

Bu noktadan öte hiç bir yer yoktur. Yaşadığının bilincine vardın ve tüm canlılar gibi sen de bir an gelip öleceksindir.

Bu karanlıktan çıkıp aydınlığa döndüğünde, bu bilincin sorumluluğunu, gözlerini yumuncaya dek taşıyacaksındır.

"Hamdın, piştin" ve bundan böyleyse "yanacaksın"dır.

Bunca yol sonra bulduğun "kendi"ni ıssız bir dağın tepesinde yakıp kül mü edeceksin yoksa "kendi"nden sonrakiler için hiç sönmeyen bir çerağ mı olacaksın!

İşte, yaşamını anlamlandıracak tek yol ayrımı budur.

Seçeceğin yol "sen"sindir.

Fikret Yıldırım ©

Salvador Dali | Andaki Akışkan Saat 1954